İÇİNDEKİLER
Mukaddime | 11 |
FAİZİN YA DA EMEKSİZ KAZANCIN TARİHİ | 17 |
I. İLKÇAĞDA FAİZ | 18 |
Sermâyenin Safı ve Alınterinin Kutsallığı | 18 |
Kansız ve Silahsız Sömürü Sistemi: Faiz | 20 |
II. ORTA ÇAĞDA FAİZ | 20 |
A. Eski Ahit’te Faiz | 21 |
B. Yeni Ahit’te Faiz | 23 |
Kilise Kendi Kuyusunu Kazdı | 25 |
C. Saint Thomas | 25 |
III. Liberalizm | 28 |
IV. Kapitalizm | 29 |
V. İslâm | 32 |
PARA NEDİR, NE DEĞİLDİR? | 35 |
I. Paranın Tarifi | 37 |
II. Paranın Özellikleri | 39 |
III. Paranın Fonksiyonları | 39 |
IV. Para Çeşitleri | 40 |
V. Paranın Tarihi | 42 |
VI. Paranın Keyfiyeti | 48 |
VII. PARA ve MAL ARASINDAKİ FARKLAR | 51 |
VIII. Para Ticaretinin Hükmü | 55 |
IX. Hayâli Para | 57 |
Hülâsa | 60 |
FAİZ NİÇİN HARAM ve TİCARET NEDEN HELAL? | 63 |
I. Beşerî Sistemler Vadeder, İslâm Yapar? | 63 |
A. Kapitalizmin Ufku Yalnız Dünya, İslâm‘ınki ise Ukbanın Gölgesinde Bir Dünya | 65 |
B. Kapitalizmin Ölçüleri Yerel, İslâm İktisâdı’nın Esasları ise Evrensel | 65 |
C. Kapitalizmde ve İslâm’da Üretim ve Tüketim İlişkisi | 67 |
II. Ya İnkılap ya İnhitât | 68 |
III. Faiz Neden Kapitalizmde Meşrû, İslâm’da Haram? | 69 |
IV. Kapitalizmle İslâm Arasındaki Temel Farklar | 70 |
A. Kapitalizmde Menfaat, Sosyalizmde Öfke, İslâmda Maslahât Asıl | 70 |
B. Kapitalizm “Önce Para”, İslâm “Önce İnsan” Der | 71 |
C. Faizci Sistemler Üretmeden Kazanmayı, İslâm Üretimi Teşvik Eder | 72 |
D. Kapitalizmde Çift Yönlü Kazanç, İslâm’da Adil Paylaşım Var | 73 |
E. “Kapitalizm, Gölgesini Satamadığı Ağacı Keser.” İslâm, Kıyamet Koparken de | |
Ağaç Dikmeyi Emreder | 74 |
F. Kapitalizm Sabit Kârı Öngörür, İslâm Kâr Gibi Riski de Paylaşmayı Emreder | 76 |
G. İslâm “Karz-ı Hasen”i, Kapitalizm Faizle Borç Vermeyi Önerir | 76 |
H. Kapitalizmde Tüketen İnsan Değerli, İslâm’da İse Üreten İnsan Onurlu | 77 |
I. Kapitalizm Yürek Yakar, Devlet Yıkar, İslâm ise Onarır | 78 |
İ. Helal Helal, Faiz Faizdir | 79 |
Hülâsa | 80 |
PARANIN DÖRT HÂLİ ENFLASYON ve FAİZ | 83 |
Enflasyon | 83 |
Mislî Mal Olan Para, Kıyemî Olur mu? | 84 |
Enflasyon ve Para | 85 |
Fulûs | 86 |
Paranın Dört Hâli | 87 |
Hanefî Mezhebi | 89 |
1. Paranın Kesâd Hâli | 89 |
2. Paranın İnkıta’ Hâli | 97 |
3-4. Paranın Ruhs ve Galâ Hâli | 98 |
Mâlikî Mezhebinde Paranın Dört Hâli | 101 |
Şâfiî Mezhebine Göre Paranın Dört Hâli | 103 |
Hanbelî Mezhebinde Paranın Dört Hâli | 104 |
Değerlendirme | 106 |
DÂRÜ’L-HARB’TE FAİZİN CEVÂZI MÜSLÜMANLARIN MI, | |
FAİZ LOBİSİNİN Mİ MASLAHÂTINA? | 117 |
Dâr/Ülke Kavramı ve Fıkhî Hükümlerin Yönetim Şekliyle Münâsebeti | 120 |
I. Dârü’l-İslâm | 120 |
II. Dârü’l-Küfr | 122 |
A. Dârü’l-Harb | 122 |
B. Dârü’l-Ahd | 125 |
III. Bir Ülkenin Dârü’l-İslâm ya da Dârü’l-Harb Kimliği Değişir mi? | 125 |
IV. Dârül-Harb ve Dârü’l-İslâm Kavramlarının Mekanla Münâsebeti | 127 |
V. Faizli Muâmelelerin Ülke/Dâr Kavramıyla Münâsebeti ve Müctehitlerin Görüşleri | 129 |
A. Dârü’l-Harb’te Faizin Cevâzına Hükmedenler ve Delilleri | 130 |
B. Dârü’l-Harb’te Faizin Haram Olduğuna Hükmedenler ve Delilleri | 135 |
C. Delillerin Tahlîli | 137 |
Hülâsa | 141 |
EKONOMİK KRİZLERDEN ÇIKIŞ YOLU OLARAK | |
FAİZSİZ BANKACILIK | 143 |
I. FAİZCİ BANKACILIK | 143 |
II. İSLÂMİ FİNANS SİSTEMİ’NİN TÂRİHİ ARKA PLANI | 147 |
A. Medine Pazarı | 148 |
B. Beytü’l-Mal/Devlet Hazinesi | 149 |
C. Sarraf | 150 |
D. Emek-Sermâye Ortaklığı | 150 |
E. Faizsiz Finans Kurumları | 151 |
III. YAKIN DÖNEMDE İSLÂM FİNANSI | 152 |
IV. İSLÂM FİNANS KURUMLARININ İŞLEYİŞİ | 154 |
A. Kâr-Zarar Paylaşımı/Müşâreke | 155 |
B. Emek-Sermâye Ortaklığı/Mudârebe | 156 |
C. Peşin Alıp-Veresiye Satma | 159 |
D. Karz-ı Hasen | 159 |
V. KÂRI, FAİZDEN AYIRAN HUSÛSİYETLER | 162 |
VI. FAİZSİZ BANKACILIĞIN ZORLUKLARI ve ÇÖZÜM YOLU | 163 |
VII. KRİZLER ve İSLÂMÎ FİNANS | 166 |
Hülâsa | 173 |
LAHİKA | |
KAPİTALİZMA’NIN ISLÂHINA ÇALIŞMAK, | |
ÖLÜYÜ PUDRALAMAKTIR: İSLÂM’A YOL AÇIN! | 179 |
İslâm İktisâdı’nın Evrenselliği | 180 |
Ticaret | 182 |
Kâr Haddi | 183 |
Zekât | 185 |
Mülkiyet Hakkı | 186 |
Eşya – İnsan İlişkisi | 186 |
İlâhi Denetim | 187 |
Sosyal Yardımlaşma ve Merhamet | 188 |
İktisat ve Din | 189 |
Patron – Çalışan Münâsebeti | 189 |
Sendika | 191 |
Üretim | 193 |
Öncüler ve Kalkınma Ajansları | 194 |
Sanayi | 196 |
Ticaretin İbadetle Münasebeti | 197 |
Para ve Zühd | 198 |
İktisâdın Üç Kutbu | 199 |
Tevekkül ve Kazanma Azmi | 200 |
Para Kazanma Gâyesi | 202 |
SONUÇ | 204 |
KİTÂBİYÂT | 209 |
MUKADDIME
Allah Azze ve Celle indirdiği bütün kitaplarda faizin haram olduğunu bildirmiş, insanın onurundan ve alın terinden yana tavır alanlar da paradan para kazanma yolu olan faize karşı çıkmıştır. Sermayenin safında yer alıp gücü takdis edenler, faizi iktisadi hayatın olmazsa olmaz şartı görürken, insanları üretime ve buna bağlı olarak istihdama çağıran Kur’ân-ı Kerim ise faizciliği Allah ﷻ ve Rasûlü’yle ﷺ savaşmak olarak nitelemiştir.
Eski Yunan’dan Roma’ya kadar insanlığın saadeti için zihni terleyen bütün muzdaripler, parayı elinde tutan azınlığın çoğunluğu sömürü sistemi olan faizci sistemle mücadele etti. Kilise hukukuna göre yönetilen Orta Çağ Avrupası’nda da faiz önce yasaktı. Dini korumaya memur olanların hassasiyetlerini kaybettiği toplumlarda nasıl haramlar helal diye sunuluyorsa Avrupa’da da “Faiz kapitalin kirasıdır.” diyen Kilise, Haçlı Seferlerine para bulmak, sermayesini artırmak için faize onay verdi. Böylece sömürü, dini bir görünüm kazandı. İncil’deki ibareleri faizin önünü açacak şekilde tevil eden Kilise, zamanla dev bütçesiyle faizle borç veren bir kurum hâline geldi.
Faizci duruşuyla kapitalizmin yolunu açan Kilise aslında kendi mezarını kazdı.İktisadî hayatın üretim ve tüketim dengesi üzerine kurulduğunu savunan kapitalizm, daha çok üretip daha çok kazanmak için kitle iletişim vasıtalarını kullanarak tüketimi teşvik etti. Evine ekmek götürmekte zorlanan babalar, reklamlardan etkilenen çocuklarının ısrarlarına dayanamayıp pazarlanan oyuncakları ya da zararlı maddeleri almak zorunda kaldı.Kapitalizmde her yol para kazanmaya çıkar. Üretici gözünde insan tükettiği kadar saygındır. Kapitalist, fakire infak etmeyi bilmez. Bu yüzden insanların açlıktan öldüğü bir dünyada kapitalistler satışlardaki karlılığı koruyabilmek için bereketli geçen bir yılın ürünlerini belli oranda denize döker lakin ücretsiz olarak dağıtmaz.Kapitalizmin ahlakı yoktur. Bu yüzden ahlaksız filmlerden, turizm adı altında otellerde kadın ticaretinden para kazanmayı meşru addeder.Kapitalizmin vicdanı yoktur. Milyonlarca insanın öldüğü I. ve II. Dünya Savaşları’nın arkasında daha fazla sömürü ve tüketim için pazar bulma hırsı vardı.Yakın döneme kadar Batı’da faizin meşruiyeti tartışılırken günümüzde ise faizin ekonominin olmazsa olmazı olduğunda ittifak eden iktisatçılar, hangi oranda alınması noktasında ihtilaf etmektedirler.
Batı ile Doğu, gelişmiş ülkelerle, geri kalmış ülkeler arasındaki sermâye dağılımındaki adaletsizliğin baş nedeni, üretimi değersizleştirip paradan para kazanmayı temin eden faizdir.Kapitalizm gibi komunizm de faizi meşru kazanç olarak kabul eder ve ekonomi nazariyelerini faiz düzeni üzerine bina eder. Son İslâm Devleti Osmanlı’nın tarihten çekilmesi ile kurulan dünya düzeninde faiz o derece işlevsel olmuştur ki kapitalistlerin doğrudan ya da dolaylı yoldan sömürdükleri ülkelerde borçlu doğan çocuklar ömür boyu çalışsa yine borçtan kurtulamaz.İslâm’da, faiz yoluyla para kazanmak haramdır. Kur’ân-ı Kerim faizciliği Allah ﷻ ve Rasûlü’yle ﷺ savaşmak bağlamında değerlendirmiştir. Faizcilere en köklü darbeyi, idarede İslâm’ı esas alan devletler vurmuştur.İslâm faizi, insanları ticaret yoluyla kâr etmekten mahrum bıraktığından dolayı yasaklamıştır. Zira fabrika kuracak, iş alanları oluşturacak kadar sermayesi olanlar faizli ortamlarda risk almaz, tesisler kurmaz, ürettiği mala pazar aramakla meşgul olmaz. Oturduğu yerden risk almadan paradan para kazanır. Böyle toplumlarda işsizlik patlar, sömüren ve sömürülen şeklinde birbirine düşman olarak bakan iki sınıf oluşur.Faizci düzende insanlar parası olanlar için çalışır.
Mûdilerden parayı toplayan bankalar yatırımcıya faizli kredi verir. Yatırımcı da bankaya ödediği faizi, ürettiği mala ekleyerek satar. Parasını bankaya faize veren mûdi de, elde ettiği faizi, üreticiden pahalı olarak aldığı ürüne öder. Bu durumda kazanan tek bir kuruluş vardır ki o da bankadır.İslâm, faizi yasaklayarak paranın üretime aktarılmasını temin eder. Üretim de istihdamın yolunu açar. İslâm; infak, zekat, sadaka gibi kavramlarla zenginle fakir arasında muhteşem bir muvazene tesis eder. Böyle bir toplumda burjuva ve proleterya diye iki ayrı sınıf oluşmaz. Bunun içindir ki İslâm cihan devletlerinin hakimiyet yıllarında kapitalizmden komünizmin doğması gibi İslâm’dan dolayı muhâlif bir sistem doğmamıştır.Kapitalizmi kuran ve koruyan irade, İslâm’ın üretim ve istihdam merkezli yapısının sömürüye son vereceğini bildiğinden dolayı, İslâm’ı esas alan yönetim şekillerinin iktidardan uzaklaştırılması için her türlü yola başvurmaktadır. 2008 krizi göstermiştir ki, Dünya ekonomisi faizi merkeze alan bir anlayışla daha uzun zaman yoluna devam edemez.
Müslümanlar emperyalist güçlerin büyük güç kaybettiği II. Dünya Savaşı sürecinde hazırlıklı olsaydı bugün siyasi noktada olduğu gibi iktisadi açıdan da refah düzeyini yakalayan bir İslâm Dünyası ile karşı karşıya olurduk.Kapitalizmin sürekli ulusal ve küresel krizlere girdiği bir zamanda, Müslümanlar hem mevcût iktisâdi yapıya hem de İslâm iktisadına vâkıf ilim adamları yetiştirebilirse yeni dünya, İslâmî ilkeler esas alınarak kurulacaktır.Emeksiz kazanç olan faizi, sömürüyü, değişim aracı olan parayı, niçin faizin haram, neden ticaretin meşru olduğunu, faizin enflasyonla münasebetini, bir ülkenin İslâm’a ait olup olmamasına göre faizin hükmünün değişip değişmeyeceğini, çıkış yolu olarak faizsiz finansın nasıl ve neye göre tesis edileceğini anlatan, altı ana başlık, bir lahika ve sonuçtan oluşan bu kitap, kapitalizmin kriz nöbetlerine girdiği bir dönemde insanlara kurtuluş için İslâm İktisadının niçin tek seçenek olduğunu anlatmaya taliptir.
Gayret bizden tevfik Allah Azze ve Celle’den dir.
ميظعلا ليعلا هللاب لاإ ةوق لاو لوح لا
بيصيو ئىطخي يأرلاو ٬ييأر اذه
İhsan ŞENOCAK