Eğer merak edersen hayatın tohumunu
Gel tezekkür edelim şu zaman mefhumunu
Hakkın tecellisidir, mahiyeti bilinmez
Hissedilir, yaşanır; lakin idrak edilmez
Hayat imtihanında zaman çok sırlar taşır
Her zerrede mahlûkatla yarışır
Zamanın yokluğunu düşünemeyiz bir an
İdrakin iki şartı; mevcut zaman ve mekân
Fânidir tüm mahlûkat, baki hayat Hakk’ındır
Zaman izafi varlık, her gelecek yakındır
Mekân tevhide delil, zaman Hakk’a ayine
İki varlık iki kul, ram olmuş Rabblerine
Zamanı putlaştıran çağdaşçılar dehriler
Bilin! Zaman da bir kul, Rabb’inden medet diler
Hazır söz açılmışken akaidden imandan
Yüce Hak münezzehtir zamandan ve mekândan
Malumdur ki Kur’an’da yemin vardır zamana
Ne nimet olduğunu ilan eder cihana
Zamana küfretmeyi yasaklıyorken Kur’an
Onu ihmal etmenin adını koymuş “hüsran”
Haddi aşan şımarık hâkim olmuş cihana
Kötülük bayraklaştı geldik ahir zamana
Servet bolluk çok olur; fakat bereket kalmaz
Kat be kat mal yığılır; ancak hırs gözü doymaz
Yıllar ay gibi geçer günler de saat gibi
Dünya serap görülür sanılır deniz gibi
Hak batılla karışır ölçü ihlal olunur
Dalalet pirim yapar isyan basit bulunur
Islah ifsada döner heba olur ömürler
Sarrafa itibar yok, altın olmuş kömürler
Karga kılavuz olmuş, çöplükte gak gak öter
Güle hasret bülbülüm gönülde figan eder
Nice canlar mahvolur duyulmaz feryatları
Sayıları bilinmez zamanın kurbanları
Ölüm gelip çatmadan değerlendir her anı
Asılmadan boynuna mukadderat fermanı
Takdir edilmiş o an, ne ileri ne geri
Değişmedi bu gerçek kalubeladan beri
Ansızın ecel gelir, bakar şaşar kalırsın
Koca ömrünü sanki bir saatçik sanırsın
Zamana veda eden tendeki tatlı candır
Her kulun kıyameti ömrün bittiği andır
Lime lime bitirir zaman ömür törpüsü
Gelip karşına çıkar, birden sırat köprüsü
Dur, düşün ne yazdırdın zaman sahifesine
Nasıl bir tedbir aldın nefsinin hilesine
Ömrü uzun sanırsın ölümü de çok uzak
Mışıl mışıl uyursun bu gaflet sana tuzak
Sonra kim acır sana kaçırdıysan fırsatı
Ah bir düşün bakalım mahşeri Arasat’ı
Hazır almak var iken kurtuluş beratını
Mahvolarak gitmenin bir düşün feryadını
Rasûlullah (ﷺ) uyardı: İki nimet var uyan!
Biri göz nuru sağlık, bir de sermaye zaman
Her kim takdir ederse onların değerini
Bize de takdir düşer bu hakikat erini
Cahil ve gafil insan Hakk’tan bilmez emanı
Serkeş nefsine uyar sonra suçlar zamanı
Zaman hedefe doğru, o tersi yönde gider
Ömrünü boşa harcar, sonunda iflas eder
Azap günü gelince niyaz eder Allah’a
Beni dünyaya gönder isyan etmem billaha
Gönder ki ömür boyu hep ibadet edeyim
Rızan doğrultusunda sebat edip gideyim
Ama hüküm kesindir: Hiç boşuna yalvarma!
İmtihan vakti geçti sus sesini çıkarma!
Tekrar dünyaya dönsen yine isyan edersin
Nefse hevaya uyar batıl yola gidersin
Ey kul! Ayık ol düşün, bu sırlar hep zamanda
Yazık etme kendine dünya denen meydanda
Zamanı sermaye bil, fırsat anı bu andır
Vaktini nakit belle, kurtaracağın candır
Aç basiret gözünü, gör sağını solunu
Gel sana anlatayım kurtuluşun yolunu:
Niyetine yerleştir sırf Allah rızasını
Salih amele koyul, sonsuzla çarp kârını
Geciktirme tevbe et, engin Hakk’ın rahmeti
Kurtuluşta tek saik Rahim’in merhameti