Müslümanlar olarak bizim her yönüyle örnek alacağımız, hayatımızda hangi meşakkatlerle karşılaşırsak karşılaşalım bize doğruyu, iyiyi ve Allah ﷻ katında râzı olunacak olanı gösteren biricik Efendimiz ﷺ var diyoruz. Ve bu deyişimiz ne slogan ne de kuru bir iddiadan ibaret. Allah Rasûlü’nün ﷺ hayatında şeffaf olmayan hiçbir nokta yok. Bu pâk hayattan ders alabilene ne mutlu!
İnsanlık topyekün bir buhran içinde. Kendisine asırlardır giydirilen, giydikçe içinde patladığı ideoloji gömlekleri artık son raddesine varmış ve insanı iyice, sımsıkı çevrelemiş vaziyette. Ne anne anne, ne baba baba ne de çocuk çocuk bu manzarada. Herkes bir başkası, herkes kendisinin gayrısı olarak yaşıyor (yaşamak denirse buna!) ve fıtrat bizden fersah fersah uzakta.
Ne yapmalı, ne etmeli ki insan olmanın şuuruna ererek, fıtrata yolculuk yaparak, Kâinatın Efendisi’nin ﷺ ahlakından nasiplenmeli, onun yetiştirdiği Sahâbesi yolunda bir iz sürmeli…
İşte bu sayımızda İhsan Şenocak hocamızın kaleminden mü’min anne-babaların gönüllerine inşirah verecek bir meseleyi; evlat terbiyesini ele alıyoruz. Kur’ân ve Sünnet ışığında, Allah Rasûlü’nün ﷺ hayatından temsillerle baba olmanın da anne olmanın da ne demek olduğunu ve bu içerisinde bulunduğumuz debdebeden nasıl çıkmamız gerektiğini okuyoruz.
Modern toplumlarda anne ve babanın rollerinin târumar olduğunu, tersyüz edildiğini biliyoruz. Bu yazılar vasıtasıyla eşyayı (meseleleri) mevziisine koymak olan adaleti yakalamanın peşindeyiz. Umuyoruz ki bu yazılar kanayan yaralarımıza merhem olacaktır.
Bugünlerde dört bir koldan propogandası yapılan cinsiyetsiz insana doğru hızla yol aldığımızı ve bu meselenin şuuruna varmazsak bizi büyük felaketlerin beklediğini, önceki sayımızda da yer verdiğimiz güya (!) Tefsir Profesörü olan zâtın hezeyanlarının ne derece dehşetengiz olduğu gibi meseleleri ihtiva eden diğer yazılarımızın da sizlerin dikkatini celbedeceğini umuyoruz.
Hüküm Dergisi magazin dergilerinin milyonlar sattığı ve meselelerin magazine hapsedilerek iğdiş edildiği bir ülkede ilk sayısından beri İslâm’ın neden çağlar üstü olduğunu çeşitli vechelerle müdellel olarak okurlarına sunuyor ve Müslümanlara çağrı yapıyor!
Bizlerin zafer değil seferle mükellef kılındığını, İslâm’ın galebesinin ise mutlak olduğunu hatırlatarak sizleri Allah’a emanet ediyor, bir sonraki sayımızda görüşmek üzere diyoruz.