Ağaran saçlarda
Yüz çizgilerinde
Ötelere gidişin işaretleri var…
Okuyabilirsen
Her gün biraz biraz ölüyorsun
diyor kopan takvim yaprakları.
Güz gününde düşen yapraklar
insanlarla dolu mezarlıklar
Gün doğumundan gün batımına
ayarlı zamanlar
Vakit tamam olunca
Duymayan kulaklar
Görmeyen gözler
Bedeni taşımayan ayaklar
Ölüm, adım adım geliyor der.
Ölümsüzlüğü tadanın gözünde
Kurtuluştur ölüm.
Mâverâ’ya akan bir nehir gibi
Ebediyet ummanına varıştır ölüm.
Ölüm Vakardır
Ölüm göklerden gelen bir karardır.
Karar okununca
Susar ağalar, paşalar
Islak gözler
Hüküm Allah’ındır der.
Yer gök ağlar
Seccade
Sadaka taşı
Yetim çocuklar
Fukara evleri
Mü’min ölünce nemlenir gözler.
Melekü’l-mevt gelince
Hesap kitap biter
Yalnız ölüm konuşur.
Ölümü unutana iki defa ölüm vardır;
Sirenler çalınca
Savaş uçakları ölüm kusar
Çocuklar Cennete uyanır
Katiller Cehennem için ölür.
Enkaz altından çocuk bedenleri
çıkarılırken
Annelerin dünyası kararır
Güneş simsiyah olur annenin gözünde
Bakışlar semada bir noktaya uzanır
Çocuklar ölünce hüzünden annelerin
Saçları ağarır,
Cenneti yalnız rüyalarda görürler.
Veliler “Şeb-i Arûs” der ölüme
Kimi dar ağacına giderken
Kimi kırbaç yerken
Kimi yatakta ölümü istikbal ederken
Ders halkasındaymış gibi cevap verir
suallere.
Varlığını milletinin fakirliği üzerine
kuranlara inat
Sekerât-ı mevtte
Mü’min babalar
Alın kağıdı, yazın borçlarımı der
Ağlayan Evlatlarına.
Anne, evlat, eş dost bakacak
Yalnız ölecek insan
Kabirde yalnız, mahşerde yalnız
divana duracak.
En çok ağlayanlar bile alışacak
yokluğuna
Adın geçtiğinde belki gözleri dolacak
dostlarının, o kadar.
Çünkü sen ölmek için doğdun
Niçin alışmasın ki insanlar yokluğuna.
Kanat’ın efendisi de öldüyse
Ona kavuşmak varken
Tul-u emellere takılmak niye?
Gözlerimiz sonsuza meftun olduğunda
Ölüme “lebbeyk” demek
Refik-i ala’ya
Ulaşmanın heyecanıyla.
Ölümsüzlük yok
Ölürken geride
Fatıma gibi bir kız
Ebubekir gibi bir dost bırakana.
Söyleyin;
Ölen Mü’minse
Bir daha ölmeyecek
İslâm lügatında ölüm
Sonbahar değil, bahardır.
Ölüm, ölüm meleğinin
Hak emrini tatbik edişi
Ruhun dirilişidir.
Ölüm fâninin Bad olana kavuşması
Affın, mağfiretin Mü’mine ulaşmasıdır.
Mü’minler ölmezler
Ölümsüzlük ülkesine göç ederler.