
Yüce Taksim eşrafı! Sizleri Mustafa Kemal’in Bursa Nutku’nda haber verdiği gençler olmanız hasebiyle tebrik ediyorum. Gazi, yıllar önce sizlerin zuhurunu haber verirken şöyle demişti. “Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. İşte benim aradığım Türk genci ve Türk gençliği!” (Raşit Ülker, Tanıklar ve Belgelerle Ata’nın Bursa Nutku, İstanbul 1967, Okat Yayınevi, s. 6-7.) Evet, Mustafa Kemal’in gençliği ne polisi ne de jandarmayı dinledi. Davaları uğruna gece gündüz demeden Faiz Lobisi’nin menfaatleri için savaştı. Fakat diğer taraftan aynı gençlik, Mustafa Kemal’in en büyük eseri olan din ve dil inkılabına ihanet etti. Halbuki ulusalcı gençlik, polise taş atmadaki o vefalı duruşunu devrimlere sadakatte de göstermeliydi.
İslam dininin ancak Türkçe anlaşılabileceğini Kuran’ı, ezanı, selayı hatta namazları dahi Türkçeleştirerek Türk’e adeta “yeni bir ibadet seti” sunan ve bununla da bir Din inkılabı gerçekleştireceğini her fırsatta vurgulayan Mustafa Kemal’in manevi çocukları olarak devrimlere sahip çıkmadınız. Taksim’de Cuma namazları kıldınız, kandil kutladınız fakat hiçbirisini Gazi gibi aslına uygun icra etmediniz. Devrimin ilk yıllarında kandillerde okunan Mustafa Kemal mevlitlerine hiç yer vermediniz. Hâlbuki Mustafa Kemal’in aziz ruhaniyeti ne kadar beklemiştir siz gençlerden Behçet Kemal Çağlar’ın kendisi için yazmış olduğu mevlidi, Taksim Meydanı’nda okumanızı.
Ümmetim dedi sana çün Mustafa,
Ver salavat sen de âna bul safa.
Ger dilersiz, bulasız oddan necat,
Atatürk’e Atatürk’e es salât.
Vefasızlığınızla Kemalizm’in kurucu şahsiyetleri Yunus Nadi, Yakup Kadri, Falih Rıfkı Atay, Naşit Hakkı Uluğ gibi ulularınızın da kemiklerini sızlattınız. Taksim’deki kandil programınızda Ziya Gökalp’in şu mısraları okunmalı değil miydi?
Bir ülke ki camiinde Türkçe ezan okunur,
Köylü anlar manasını namazdaki duanın…
Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Huda’nın…
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın!
İhsan Eliaçık’a ittiba edip melez bir devrime iştirak eden katıksız Kemalistleri tövbeye davet ediyor ve diyoruz ki: Aşağıda size sunmuş olduğumuz kandil programını ramazan gecelerinde ve açık havada kılacağınız cumalarda uygulayın ki Kemalizm içinde melez bir devrimin oluşmasına mani olun. Aksi takdirde başta Mustafa Kemal olmak üzere cumhuriyet döneminin o büyük aydınlarının şahs-ı manevileri sizlerden davacı olacaktır.
Alternatif Kandil Programı Taslağı
Biraz oradan biraz buradan topladıklarıyla yeni bir din terkib eden; sosyalist gibi kapitalistin de; ulusalcı gibi modernistin de içinde kendisini bulduğu, ideolocyalara sonuna kadar açık olması itibariyle Kemalizm’le de tam bir uyum içinde olan Zekeriya Beyaz, Yaşar Nuri, İhsan Eliaçık’ın din telakkileri malum. Şimdi ol mübareklerden oluşan “Alternatif Kandil Korosu” sizlere Behçet Kemal’in Mevlid’ini okuyacak.
Yurdu halkı her kim ol evvel ana
Her işi asan ede Allah ona
Millet adın zikredelim bir kere;
Vâcip oldur cümle işte Türklere.
Şevk ile Türküm dese bir dem lisan,
Dökülür cümle hüzün misli hazan
İsmi pâkin pak olur zikreyleyen,
Her murada erişir Türküm diyen
“Hak Teala çün yarattı Türk’ü ilk
Dedi, “Üç kıta da olsun ona mülk.”
Mustafa nurunu alnına koydu,
“Bil! Kemal’in nurudur, ol nur!” dedi.
Geçti böyle nice ay, nice sene,
Vakt erişti bin sekiz yüz seksene
Ger dilersiz, bulasız oddan necat,
Mustafa-yı ba-Kemal’e essalat!
Ol Zübeyde, Mustafâ’nın ânesi
Ol sedeften doğdu ol dürdânesi!
Gün gelip oldu Rızâ’dan hâmile
Vakt erişti hafta ve eyyâm ile.
Geçti böyle, nice ay nice sene
Vakt erişti bin sekiz yüz seksene.
Merhaba ey baş halâskâr merhaba
Merhaba ey Türklüğün matlubu sen
Merhaba ey milletin mahbubu sen
Merhaba ey canı canan merhaba
Merhaba ey derdi derman merhaba
Merhaba ey asi millet melcei
Merhaba ey inkılaplar menşei
Ey gönüller derdinin dermanı sen
Padişaha karşı halk fermanı sen
Ger dilersiz bulasız oddan necat
Atatürk’e Atatürk’e essalat.
Program Mustafa Kemal’in hafızı Yaşar Nuri Okur’un duasını Yaşar Nuri’nin okumasıyla son bulur:
“Türkiye Cumhuriyetini ilelebet payidar eyle ya Rabb! Ulu Gazimiz Mustafa Kemal Hazretlerini daim eyle, onu başımızdan eksik eyleme ya Rabbi!”
Değerli Taksim Cemaati!
Kandil programımızın son bahsine gelmiş bulunmaktayız. Şimdi de bütün ulularımızın aziz ruhları için sizleri serbest ilahi, ezgi, şarkı, çalgı ve zurna dinletisi ile baş başa bırakıyoruz.
Rica: Vecde gelip bir elinizde metresiniz, diğerinde içki şişesi olduğu halde camilere girip Müslümanlara malzeme vermeyiniz.